17 Eylül 1916 Pazar günlü, bir askeri dövmesinden dolayı Divan-ı Harb-i Örfi’ce yetkisi dışında mahkum edilen Heybeliada polis memuru Muhiddin Efendi’nin affedilmesi talebine dair…
* * *
1- İstanbul Adaları’nda Trafik Canavarının Usulsüz Seyrine Seyirci Kalmayacağız!… Faytonlarımızı da Vermeyeceğiz!…
2- Atilla Dorsay: “Faytonlar ve atlar, adaların tarihiyle özdeştir. Sağlıksızlığı, bıraktıkları pislik, faytonculuğun kurum ve işletme olarak köhnemişliği, üzerinde durulması gereken konular. Ama bu sorunu çözmenin tek çaresi, o faytonları toptan kaldırmak değil…”
3- Özcan Yüksek: “Adayı atsız düşünme, denizi balıksız düşünmek gibi…”
4- Yılmaz Atılgan: “O zamanlar burası cennetti, Ada şimdi kabuk değiştirdi. Ada’nın eskiden bir sahibi vardı. Sahibi, halktı. O kabuğu soydular, ada çıplak kaldı şimdi. Yollar yapılıyor, binalar yapılıyor, hep taş yığını. Faytonları da kaldırırlarsa burası iyice şehirleşir. Ada yok olur…”
5- Deniz Toprak: “Adalar Kent Konseyi Fayton Çalışma Grubu???…”
6- Emine Çiğdem Tugay: “5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece gül ağacının dibinde gizlice bir buluşma…”
7- Nezih Uzel: “Ben bir şimşek gibi çakar giderim…”
8- Salahaddin Güngör: Büyükada’nın talihsiz çamları… Hastalıkla ve haşaratla 1916’da başlayan mücadelenin hazin tarihçesi…”
9- Büyükada ‘gladyatör’lere emanet[miş!]…
10- Deniz Toprak: “Gladyatör böcekler de uçabiliyor mu ki?…”
11- Serap Uzunlar: “Ben inanmıyorum zaten bu [çam kese böceğiyle] mücadele masalına…”
12- Murat Başbay: “Peki bu katliamın en büyük sorumlusu olan Orman İşletmesi’yle ilgili ne yapılmıştır? Koca bir hiç!… Her zamanki gibi olan zavallı ağaçlara olmuştur…”
13- Deniz Toprak: “Göstermelik Adasever Derneğin menfaate bulanmış hukuksuz üyelerine…
14- Adalar Müzesi: “Adalar Yönetim Planı bilgilendirme çalışma gruplarından ‘Tarihi ve Kültürel Miras Grubu’ toplantısı 28 Nisan Cumartesi günü Müze Etkinlik Alanı’nda gerçekleştirildi…”
15- Deniz Toprak: “Av. Kemal Kil’in, Tarihi Kültürel Dokuya ve SİT Alanları’na yapılan müdahaleye ait plan notlarına koruma amaçlı olarak itirazı???…”
16- Kürşat Doğuhan: “Prens Adaları fena kaynıyor!…”
17- Selin Aygün: “Adalara değil elektrikli fayton getirilmesi, mevcut araçların azaltılması ve görev dışı kullanımın engellenmesi gerek…”
18- Ela Ergun: “Sait Faik, halktan biriydi ve onları severdi. Bu denli halk düşmanlığını, onun gözleri önünde yaparken utanç mı duydular acaba heykeli o yüzden mi söküp atmak istiyorlar?…”
19- Ayşe Özdem: “Heybeli Değirmen’deki basket sahası, olmuş halı saha… Koca Ada’da basketbol ya da futbol oynayacak bir yer yok. Olacak şey mi bu?…”
20- Murat Başbay: “Heybeliada’da dün gece meydana gelen olayda…”
21- Mehmet Gözgücü: “Dün davetli olarak Büyükada’ya gittim, evde ağırlandıktan sonra davet sahipleri beni Aya Yorgi Kilisesi’nin bulunduğu şahane mekâna çıkardılar. Her şey çok güzeldi. Fakat…”
22- Alp Aker: “Bir Buruk Nostalji başlıklı Oya [İslimyeli] Hanım’ın gönderdiği fotoğrafa keyifle baktım. Ama…”
23- Miraç Zeynep Özkartal: “Behçet Necatigil, ‘Ne varsa parantezin içindeki, doğum ve ölüm yılının arasındaki çizgide,’ der ya; Cüneyt Türel’in çizgisinde tiyatro vardı. İstanbul, Burgazada, leziz bir Türkçe, zarif bir edayla taşıdığı derin bir birikim vardı…”
24- Stathis Arvanitis: “Atina’daki Heybeliadalılar Derneği, 7 Nisan 2012 Cumartesi günü Atina’da Adalar Belediyesi’yle kardeş olan Paleo Faliro semtinin merasim salonunda, Kasım ayında vefat eden Heybeliadalı Prof. Dr. Neoklis Sarris için bir anma töreni düzenledi…”
25- Serhan Yedig: “Büyükada hafta sonlarında ne kadar kalabalık olursa olsun iki büyük tepenin çevresinden geçen Âşıklar ve Manastır yolları tenhadır. İkisi birleştirildiğinde sekiz kilometreye ulaşan, deniz manzaralı, ormanlık, harika bir yürüyüş parkuru çıkar ortaya. Bu yılki gibi serin ve yağışlı geçen ilkbaharlarda biberiye, laden, püren çiçekleriyle süslenen yol boyunca bülbül, iskete, saka ve ispinozların aşk şarkılarını dinlersiniz…”
26- 007 James Bond serisinin yeni filmi Skyfall için İstanbul’a gelen Daniel Craig, önceki gün oyuncu eşi Rachel Weisz’le birlikte Ada turuna çıktı. Büyükada ve Burgazada’yı gezen çift…
27- Aslı Yalap: “Londra Olimpiyat Oyunları’na katılmaya hak kazanan Heybeliada Su Sporları Kulübü sporcusu milli yelkenci Mustafa Çakır Avrupa Şampiyonu olmuş. Sporcumuzu canı gönülden tebrik ediyoruz…”
28- Adalar Kültür Derneği: “1 Mayıs İşçnin ve Emekçinin Bayramı kutlu olsun…”
29- Sarıgazi Ticaret Meslek Lisesi öğretmen ve öğrencileri gördükleri karşısında hayrete düştüklerini bu ziyaretle Orman Teşkilatı’nı daha iyi tanıdıklarını belirterek, Adalar Orman İşletme Şefliği personeline ilgi ve alakalarından dolayı teşekkür ettiler…
30- Deniz Çiçek: “Henüz yasası çıkmadan belediyelerden kentsel dönüşüm için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na proje yağdı. İstanbul’da Büyükada ve Heybeliada için de dönüşüm istendi…”
31- Arif Çağlar: “Orhan Veli’nin İçinde şiirinden belki de tamamı… Ada ahalisi için yazılmış olabilir!…”
32- Ara Nubaryan: “Hıdırellez nedeniyle bağlanan birkaç kâğıt ve çaputta yazanlar…”
33- Ester Yannier: “Nino Varon ile Büyükada’ya ve geçmişe yolculuk…”
34- Aslı Yalap: “Çamlimanı top sahasından itibaren ormanlık alanın hastaneye kadar olan kısmını Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü Ada Beach’e kiralamış. Mesire Alanı olacakmış…”
35- Adalar Belediyesi: “Sait Faik’i Anma
36- Kuşlar Âlemi‘nden…
37- Yüzler Defteri‘nden…
_____________________________________________
Sabah, 28.4.2012
Atları da vururlar
_____________________________________________
Twitter, 3.5.2012 14:34
@ozcanyuksek
Photo: Adayı atsız düşünmek, denizi balıksız düşünmek gibi.
_____________________________________________
BirGün, 4.5.2012
Olgu Kundakçı
http://www.birgun.net/lifes_index.php?news_code=1336132891&year=2012&month=05&day=04
Faytonlar kalkarsa ada ruhunu kaybeder
_____________________________________________
FAYTON ÇALIŞMA GRUBU???
Kuruluş : 2010 yılında kurulmuştur.
Onay : 16.09.2010 tarih, 2010 / 08 nolu Yürütme Kurulu kararı.
Organizasyon :
Başkan Özer KANGÜR
Başkan Yardımcısı Adnan KARSAN
Yazman Erdem DAMCI
Üye Rafet GARİP
Üye Bülent MISIRLIOĞLU
Üye Yüksel ÖZCAN
Üye Ferruh ERTÜRK
Üye İsmail DURMUŞ
ADALAR POSTASI-2422/5(5.5.2010):
5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece gül ağacının dibinde gizlice bir buluşma…
[…] Hıdrellez, evvel zamanın, seyir, seyran bayramı demekti. Hıdrellez dedin mi akan sular durur, herkese evinin içi dar gelmeye başlar, cümle alem soluğu dışarıda alırdı.
İlkbaharın müjdecisi Nevruz, kılavuzları çaylakla, leylek, karşıcıları ahali, ayak bastığı gün de Hıdrellez’di.
Yeşillere bürünmüş, sürmüş, sürüştürmüş, edalı edalı bir gelirdi ki…
Bu nazeninin vücudu günü zengin fakir, kadın erkek, ihtiyar çocuk, herkes kırlara çayırlara dökülürler, alakulluhal (herkes kendine göre) bayram ederlerdi. Parası bulunan da ederdi, bulunmayan da. Hali, vakti yerinde olan için kolay; para tutan arabasını dağdan aşırır.
Fakat, kesesi dar olan da pek gam yemezdi. Hiç değilse sandığının bir köşesinde, elmas iğnesi, ya da salkım küpesi de yok mu?
Derhal onu bir yere emanet bırakıp üç, beş mecidiye dünyalık ister.
O da olmadı, yani nereye başvurduysa taş kesilmiş; ağustosta çaya girse balta kesmez buz oluyor. Ne yapsın?
Önü yaz; güze kadar Allah kerim! deyip bir âlâ damının kiremitlerini okutur, kesesini doldurur, seyirlerden seyir beğenmeye başlardı. Derhal bir kuzu kesilip doldurulur, dolmalar sarılır, helvalar bastırılır, herşey tamam yalnız kuş sütü eksik kalırdı.
O günkü didinip uğrasmaktan bitap bir halde yatağa serilmeye dikiş kalmış. İş daha bitmez; dananın bir kuyruğu daha var.
Akşamdan niyet çömleği hazırlığı. Zaten günlerce evvelden konu komşu sözleşir; mani ile niyet çekecekler. Civarda kimin evinin bahçesi, hangi bahçenin gül fidanı varsa orası peylenir. Bildiğimiz toprak çömleklerden bir büyükçesine su doldurulursa şayet çömlek yoksa kırık ağızlı bir testi de işi görür. İştirak edeceklerden herkes işine, kendine ait bir sey atar. Vekâleten atmak da makbuldur. Mesela: Ağa Baba’nın kulak kaşıyacak hilâli, büyükhanımın basur halkası, efendinin tesbih imamesi, ortanca hanımın çengelli iğnesi, damadın yaka düğmesi, küçük hanımın firuze yüzüğü (mezat malından yüz paraya alınmıştır), mahdumun yontulmuş yontulmuş da üç para boyunda kalmış kurşun kalemi, gelinin rengi kararmış şemsiye şeklindeki iğnesi (gene mezat malından alınma), Arap bacının meteligi ilh…
Komşular da hakeza.
Ne var ne yok, hepsi çöp!
diye atılıp tamam olduktan sonra çömleğin ağzi kırmızı bir gaz boyamasıyla ve kırmızı kurdela ile bağlanır; bir tarafına koca bir kilit takılıp kilitlenir: Üstune bir ayna da konup âlâhalihi (olduğu gibi) bırakılır.
Çömlek, tabesabah (sabaha kadar) bekler, durur.
Ertesi sabah, gün ağarır, horozlar öter, kuşlar cıvıldarken herkes ayak üstünde. Çömleğe kim bir şey attıysa içi içine sığmamakta: Ah! Bir yarın olsa da falımı öğrensem!
Yatakta gözler açılır açılmaz, daha yüz, surat yıkanmadan, yeldirmeyi veya çarşafı başa cçkerek etekleri bele doladın mı, ver elini gül ağaçlı hanenin kapısı: Çat, çat, çat!
Kapı aralanır aralanmaz, bahçede, çömleğin başına vaz-ı lenger (demir atma).
On beş, yirmi, hele o evin hatunları ahbap canlı kimseyseler otuz kırk komşu.
Kaç göç olduğu için bu iş ekseriyetle kadınlar mabeyninde yapılır ve yalnız onlar iştirak eder. Çok defa ailece, akraba ve teklifsiz ahbaplar arasında yapıldığı da vakidir. O zaman cemaat, bittabi erkekli, kadınlı.
Çömleğin ağzının açılmasının da usul ve erkanı var. Öylece hop! deyince olmaz.
Bakire bir kız intihab edilecek (seçilecek). Bu kızcağız, kısmetı çıkmamış yani epeyce yaşını almış da hâlâ başından nikâh geçmemiş kısımdan olursa daha biçilmiş kaftan.
Taze, saçını başını düzeltecek, tepeden tırnağa süslenecek ve çömleğin başında en şerefli mevkiye oturacak. Biraraya gelinip hazır vaziyeti alındı mı hazirundan bir hatun, kemal-i itina ile çömleği yakalayıp ve tazenin başının üstüne kadar kaldırıp, ‘bahtının ve kısmetinin yakında böyle açılması niyetine!’ kilidi çevirecek; çömleğin ağzındaki kırmızı kurdela ile gaz boyamasını çıkarıp kızın yüzüne örtecek; aynayı da eline verecek.
Artık biçarenin işi yoksa usanmadan çömleğe elini daldırsın, arka arkaya çeksin dursun.
Neler de neler, ne maydanozlu köfteler!.. Ne beyitler, ne maniler!..
Mesela: 70’lik büyük hanımın bahtı:
Bahçelerde gül müsün?
Gül değil sümbül müsün?
Dillerin yaktı beni,
Kafeste bülbül müsün?
Ağa babanınki:
Denizin dibi derin,
Yeşil seccade serin;
Erenler, evliyalar,
Yarimi bana verin.
55’lik ortanca hanımın efendisine tuttuğu:
Yağmur yağar inceden
Gül açılır goncadan
Yarimi esirgerim
Yerdeki karıncadan.
Efendisinin namına çektiği:
Ayvalar çiçeklendi;
Muşmula pürçüklendi;
Şaka maka derken
Sevdamız gerçeklendi.
Ortanca hanımın keyfine payan yok…
….
Fazla yarenlige de gelmez. Çünkü herkes alay alay gezmeye gidiyor. Alelacele giyinip kuşanılır, yemek sepetleri yüklenilir yüklenilmez Kağıthane’nin, Haydarpaşa çayırının, Kurbağalı’nın yahut Fenerbahçe’nin yolu tutulur. […]
Hıdrellez’de Aya Yorgi’de…
_____________________________________________
)O(
NEZİH UZEL: “Ben bir şimşek gibi çakar giderim…”
Nezih UZEL tarafından 27.4.2012 tarihinde gönderildi:
ölüm anı geldiğinde
can sona erdiğinde
zamanlar bittiğinde
şükür ki yeni bir hayat başlar
NEZİH UZEL: “Sanal mevtâ olsam…” http://www.nezihuzel.com/index.php/category/olurla-olmaz-muhabbeti
NEZİH UZEL: “Uzun yıllar hayal etmiştim Büyükada’da vapurdan çıktıktan sonra uzanan o gizemli ana caddenin sonundaki kilisede iki kişilik bir ilahi konseri yapmayı…”
NEZİH UZEL: “Gidenlerle gidilmiyor ki ama hatıralar mayalandıkça, yaşamdan geriye kalan yıllara devam için emsalsiz bir gıda oluşuyor..”
_____________________________________________
From: OSMAN BAHADIR
Subject: çamlar
Date: May 7, 2012 7:00:31 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Cumhuriyet Gazetesi, 30.4.1943
Salahaddin Güngör
Büyükada’nın talihsiz çamları
Hastalıkla ve haşaratla 1916’da başlayan mücadelenin hazin tarihçesi
Bu zat, bana hayli ibret verici şeyler anlattı. Sözü burada kendisine veriyorum.:
Cemiyet kuruldu. Büyükada Yat Kulübü’nde tertip ettiğimiz balolar hasılatından elimize 24 bin lira kadar bir para geçti. Bununla derhal işe başladık. İlk icraatımız, Ziraat Nezareti’nin orman mütehassısı sıfatıyla Avusturya’dan getirttiği profesör Fayt’ı, Ada çamlıklarında fenni tetkikler yapmaya memur etmek oldu. Fakat tam esaslı surette faaliyete geçeceği sırada Evkaf İdaresi, çamların sahibi sıfatıyla karşımıza çıktı. Çok geçmeden, harbin aleyhimize dönmesi ve mütareke ilan edilişi, bütün hayırlı teşebbüslerimizi suya düşürdü. Üstelik az kalsın bankadaki paraları da kaptırıyorduk. Fakat ben şahsen her şeyi göze aldım ve o günler içinde Ada’ya gönderilen Rum kaymakamla aylarca mücadele ettim. Bu sayede cemiyetin parası kurtuldu. Adalılardan çoğu, o zamanki Rum kaymakamla aramızda geçen hadiseleri hatırlarlar. Paramız bundan 12 sene evvele gelinceye kadar bankada duruyordu. Vali Muhiddin Üstündağ devrinde cemiyetin adını değiştirmek teklifiyle karşılaştık ve Ada Çamlarını Muhafaza ve Teksir Cemiyeti, her türlü hak ve vecibelerinden başka bankada biriken 24 bin lirasını da yeni cemiyete, Adaları Güzelleştirme Cemiyeti’ne devretti.
Bu sayede haşerenin tahribatına her tarafta mani olmuş, çamları kurtarmıştık.
Ballıbabanın tedavisi ise daha güçtür. Biz, hususi fırçalar ve birtakım ilaçlı sular kullanarak ballıbabaya tutulmuş dalları ayrı ayrı temizlemek suretiyle hastalığın önüne geçmiştik. Profesör Fayt, bize verdiği raporda Ada’nın muhtelif semtlerinde beş sene içinde üç metre boyunda çamlar yetiştirilebileceğini temin ediyordu. Bugün ve her zaman için bu imkan vardır.” Cafer Fahri Dikmen’in Ada çamları hakkındaki mütalaası burada bitiyor. Geçende de kaydettiğimiz gibi davayı artık Devlet Ormanları İdaresi bizzat eline almıştır.
Büyükada ‘Gladyatör’lere emanet
Üst üste birkaç yıl bu böceğin tahribatına uğrayan ağaçlarda, boy büyümesi geriliyor ve hacim kaybı oluşuyor. Çam Kese Böceği’nin yoğun ve arka arkaya birkaç yıl devam eden tahribatı, ağacı zayıf düşürüyor.
Başta kızılçam olmak üzere karaçam, sarıçam, fıstık çamı gibi çam türleri ile Toros sediri ve bazen de boylu ardıçlarda büyüme kaybına yol açarken, ağaçların ölmesine neden olan diğer böceklerin arız olmasına olanak sağlıyor.
Gladyatör böcekler de uçabiliyor mu ki?
Ne güzel de anlatılmıştı!
Ben inanmıyorum zaten bu mücadele masalına…
ADALAR ORMAN KATLİAMI!
Göstermelik Adasever Derneğin menfaate bulanmış hukuksuz üyelerine…
Adalar Yönetim Planı “Tarihi ve Kültürel Miras Grubu” toplantısı 28 Nisan’da yapıldı…
Yönetim planı taslağının Haziran 2012 ortasına kadar tamamlanması ve yine herkese açık bir toplantıyla kamuoyuyla paylaşılması planlanıyor.
Ulaşım: Ömer Faruk Berksan’ın sunumu
Sosyal Yaşam: Savaş Çömlek’in sunumu
Turizm: Teoman Göral’ın sunumu
Teoman Göral, 25 Mart 2012
Turizm Sunumu Notları
TURİZM YÖNETİMİ (KİM-LER TARAFINDAN-NASIL?)
ÇEKİM NOKTALARI NELER?
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK AÇISINDAN TEHLİKELER?
ADALAR ve TURİZM
* ADALAR SON 2 YÜZYILDIR SAYFİYE YERİ OLMUŞ. ÖZELLİKLE ANAKARAYLA, BUHARLI VAPURLARIN DEVREYE GİRİP GİDİŞ GELİŞLERİ KOLAYLAŞTIRMASIYLA BİRLİKTE…ONDAN ÖNCE KÜÇÜK KÖYLER – MANASTIRLAR- YA DA BİZANSIN SÜRGÜN YERLERİ İMİŞLER
* YAKLAŞIK 100 YILDIR TURİZM BELDESİ OLMUŞ. HEM GÜNÜBİRLİK ZİYARETÇİLER HEM KONAKLAMALI ZİYARETÇİLER İÇİN.. BU YANIYLA BAKILDIĞINDA 20. YY’İN İLK YARISINDA İSTANBUL’UN EN GELİŞKİN TURİZM BELDESİ OLDUĞU SÖYLENEBİLİR.
* SON YILLARDA, ÖZELLİKLE İSTANBUL’UN BÜYÜMESİ VE 70’LERDEKİ DEMOGRAFİK DEĞİŞİKLİKLERDEN SONRA, YEREL HER TÜRLÜ ÜRETİM TERKOLMUŞ. ÇİÇEKÇİLİK, TARIM VEYA YEREL BAŞKA ÜRETİMLER DURMUŞ. YERİNİ SADECE SAYFİYECİLERDEN VE TURİZMDEN ELDE EDİLEN GELİRLERE, TİCARETE BIRAKMIŞ. *TURİZM EN ÖNEMLİ GELİR KAYNAĞI HALİNE GELMİŞ VE OLMAYA DEVAM EDİYOR 2011 YILINDAKİ ZİYARETÇİ SAYISI (YAKLAŞIK 2,5 – 3 MİLYON KİŞİ..KAYNAK BELEDİYE)
* ZİYARETÇİLERİN AMAÇ VE KALIŞ SÜRELERİNE BAKTIĞIMIZDA : GÜNÜBİRLİK ZİYARETÇİLERİN ÇOK BÜYÜK KISMININ ZİYARET SEBEPLERİ ŞÖYLE SIRALANABİLİR:
– Yeşil: ADALAR’IN % 55’i Ormanla kaplı.
– Deniz: Hâlâ büyük ölçüde temiz
– Fosilli yakıt kullanan araçlar yasak : Hava temiz . Oksijen oranı yüksek
– Trafik yok: Rahat serbest dolaşılabiliyor.
– Son 130 yılın insanı ezmeyen sivil mimari örnekleri, evler, konaklar arasında dolaşmak serbest ve rahat. Yasak, sınır yok.
– Aya Yorgi’nin Hristiyanlar dışında Müslüman halk arasında da ziyaretgah yeri olarak kabulü.
– Sahillerdeki restoranlarda deniz karşı yemek yeme –Gurme
Ziyaretçilerin bir kısmı ise Konaklamalı Geliyor. Küçük, sessiz, butik otel-pansiyonlara ya da eskiye uzanan tarihiyle hala yaşayan Splendid tarzı otellere
HALEN:
PEK ÇOK BAŞKA İŞLETME GİBİ OTELLER DE ESAS OLARAK BÜYÜKADADA TOPLANMIŞ 40 BUTİK OTEL VE PANSİYONDAN 34 TANESİ BÜYÜKADA’DA. 8 TANESİ HEYBELİADA’DA , 2 TANESİ BURGAZADA’DA KONAKLAMA SEKTÖRÜNDE TOPLAM 500 CİVARI ODA VAR..
1970’LER ÖNCESİ DE BÖYLEYMİŞ. DAHA SONRASINDA ÜNLÜ OTELLER , ÇANKAYA, ANGLETERRE, KÜÇÜK LİDO, LİDO, AKASYA VB. APARTMANLAŞMAYA KURBAN GİTMİŞ.
BUNDA, 70’LERDEN ÖNCE YAZ TATİLİ İÇİN ADAYA GELEN İSTANBULLULARIN GİDEREK YENİ GELİŞEN EGE VE AKDENİZ SAHİLLERİNİ TERCİH ETMESİNİN PAYI DA ÇOK BÜYÜK.
GÜNÜBİRLİK ZİYARETÇİLER İÇİN ADA SAHİLLERİ , BALIK LOKANTALARI HALA ÇEKİCİ. ADALARDAKİ TOPLAM 47 LOKANTANIN 22 TENSESİ B.ADA, 13 TANESİ HEYBELİADA;5 TANESİ BURGAZADA;7 TANESİ KINALIADADA.(KAYNAK ADALAR BELEDİYESİ BELEDİYE RUHSAT DAİRESİ)
PLAJLAR: B. Ada 6-7 , HEYBELİADA 3 , Burgaz 2 , Kınalı 3 OLMAK ÜZERE TOPLAM 15 PLAJ YAZ AYLARINDA DOLUP TAŞIYOR.
ÜYE İLE GİRİLEBİLEN SU SPORLARI KULÜPLERİ, ÖZELLİKLE YAZLIKÇILARA HİZMET VERİYOR. TOPLAM KULÜP SAYISI ANADOLU KULUBÜ DAHİL 9. DÖRDÜ BÜYÜKADA’DA, İKİSİ BURGAZ’DA, DİĞER İKİSİ KINALI VE HEYBELİ’DE.
ADALARIN % 55’İ ORMAN. KORUMA VE YÖNETİMİ ORMAN MD.DE.
ADALARIN KARAKTERİSTİK ÖZELLİĞİ OLAN FAYTONLA DOLAŞMA BAŞLICA ÇEKİM MERKEZİ. HALEN 270 CİVARINDA FAYTON VAR AMA BUNLARDAN 86 TANESİNİN BARINAĞI YOK. ORMANLARIN İÇERSİNDE YAŞAMAYA ÇALIŞIYORLAR.
MOTORLU TRAFİĞİN OLMAYIŞI VE DOĞAL HAYAT BİSİKLETLE DOLAŞMAYI, BİSKLET SPORUNU GELİŞTİRDİ. YAZ KIŞ BİNLERCE ZİYARETÇİ BİSİKLET KİRALAYIP DOLAŞIYOR. (BİSİKLETÇİ VEYA BİSİKLET SAYISI=?)
KÜLTÜR TURİZMİ: SERVET SAYILACAK BİR MİRASIN VARLIĞINA RAĞMEN ÇOK ZAYIF..
YAT TURİZMİ: HERTARAF SU, MARMARA YAT,YELKENLİ KAYNIYOR. ANCAK KÜÇÜK BALIKÇI BARINAKLARI DIŞINDA YAT BAĞLAMA YERLERİNİN VEYA KÜÇÜK MARİNALARIN OLMAYIŞI SONUCU YAT TURİZMİ YOK GİBİ..
NE – NELER YAPMALI?
EN BÜYÜK GÜÇLÜK: HALEN KIŞ NÜFUSU: 14.000 YAZ TAHMİNİ 70-80.000.. YAZIN BAZI GÜNLER ZİYARETÇİ SAYISI 50.000 NİN ÜZERİNDE. KIŞ NÜFUSUNA GÖRE ALINAN İLLER BANKASI PAYIYLA HİZMETLER KARŞILANMAYA, GÜZELLİKLER KORUNMAYA, SÜRDÜRÜLMEYE ÇALIŞILIYOR.
OYSA PEK ÇOK EKSİK VAR: VAROLAN ZİYARETÇİ SAYISININ YÜKSEKLİĞİ, DOĞAYI, DENİZİ, MİMARİ MİRASI EROZYONA UĞRATIYOR. KORUMA VE SÜRDÜRME İÇİN BİLİNÇLENDİRME PROGRAMLARI ŞART. HEM ADALILARA YÖNELİK HEM ZİYARETÇİLERE YÖNELİK OLARAK
** GÜNÜBİRLİK ZİYARETÇİLER İÇİN:
* ADALARA ULAŞIM, ADALAR ARASI ULAŞIM, ADALARIN KENDİ İÇİNDE (en azından Büyükada’da) ULAŞIMDA İYİLEŞTİRMELER GEREKİYOR. ZİYARETÇİLERİN ADALARA AYAK BASTIĞI YERLER , İSKELELER ETRAFININ HEM BEKLEME NOKTALARI (DİNLENME VB) HEM ULAŞACAKLARI, YÜRÜYECEKLERİ İSTİKAMETLER, NOKTALAR AÇISINDAN DONATILMASI
* MİMARİSİ YA DA TARİHİ AÇISINDAN KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLER TAŞIYAN BİNALARIN ÜZERİNE BİLGİLENDİRİCİ TABELALAR, İŞARETLER KONMASI *YEŞİLE, PLAJLARA ULAŞIM GÜZERGAHLARINA YÖN VE BİLGİ TABELALARI, İSTİRAHAT NOKTALARI KONMASI, YOK DENECEK KADAR AZ OLAN UMUMİ TUVALET SAYISININ ARTIRILMASI LAZIM
* YİYECEK İÇECEK ÜNİTELERİNİN KALİTESİNİN ARTIRILMASI, GÖRÜNTÜLERİNİN ISLAHI *ORMANİÇİ PİKNİK ALANLARINININ DÜZENLENMESİ, ÇÖP KOVASI VB. SAYISININ ÇOK ARTIRILMASI, KİRLİLİĞE KARŞI BİLİNCİN GELİŞTİRİLİP, ZİYARETÇİLERLE ORTAK DAVRANIŞ VE SORUMLULUK BİLİNCİNİN GELİŞTİRİLMESİ, YANGINA KARŞI TEDBİRLERİN SIK SIK KONTROLU *PLAJLAR VE DENİZ KIYILARI: DENİZ TEMİZLİĞİ İÇİN TÜM MARMARA VE ADA SAHİLLERİNDE BİYOLOJİK ARITMA ŞART. PLAJLAR ÇAĞDAŞ NORMLARA UYGUN HALE GETİRİLMELİ, SOYUNMA, DİNLENME ALANLARI, İLKYARDIM ÜNİTELERİ , TUVALETLER, YİYECEK İÇECEK HİJYEN KONTROLU, *YAT TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİ: HER ADADA YAT BAĞLAMA YERLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ, DENİZ KİRLİLİĞİNE YOL AÇMAYACAK ŞEKİLDE DÜZENLENMESİ
* KÜLTÜR TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİ: BU TURİZM DALI KENDİ BAŞINA ELE ALINACAĞI GİBİ HER ZİYARET BİÇİMİNDE DE HATIRLATILAN, TABELALARLA VERİLEN BİR HUSUS OLMALI. GEREK MİMARİ STİLİNİN ÖZGÜNLÜĞÜYLE, GEREKSE İÇİNDE YAŞAMIŞ OLAN KİŞİLERİN ÖZGÜNLÜĞÜYLE , ÖNDE GELEN SİVİL YAPI ÖRNEKLERİNİN VE/VEYA DİNİ YAPILARIN KORUNMASI, TANITILMASI, İÇİNDEKİLER VE ÇEVREYLE BİRLİKTE YAŞATILMASI İÇİN ÇABALAR / HER ADA İÇİN TEK TEK ELE ALINMALI, BUNUN İÇİN KAMUOYU DESTEĞİ VE KAYNAK ARAŞTIRILMALIDIR.
* DOĞA TURİZMİ, BAHÇE, YEŞİL: MÜMKÜN OLDUĞUNCA ÖZEL TUR AKTİVİTELERİNE İLAVETEN, FİDANLIKLAR, ÇİÇEKLİKLER DE GELİŞTİRİLMELİ, DESTEKLENMELİDİR. ADALAR MÜZESİ’NCE BAŞLATILAN ÖZEL İLGİ TURLARI (BAHÇE TURU, JEOLOJİ TURU, ADALI YAZARLAR-EDEBİYATÇILAR TURU..) GELİŞTİRİLMELİ, TANITILMALI VE YENİ TÜRLER EKLENMELİDİR.
* SPOR TURİZMİ: DENİZ SPORUNUN YANISIRA, TRİATLON GİBİ SPOR AKTİVİTELERİNDE EV SAHİPLİĞİ ÜSLENİLMELİ
* OTANTİK, YEREL KÜLTÜRÜN HEM YEME İÇMEDE HEM DE KÜÇÜK EL ZANAATLARINDA YAŞANIR KILINMASI, HALK EĞİTİM MERKEZLERİNİN AKTİVİTELERİ ÇOĞALTILMALI, GURME TURİZMİ İÇİN ÖZEL ATÖLYELER, KURSLAR AÇILMALI
* FAYTONLARA, FAYTON YAPIMINA, FAYTONCULUĞA VE ATLARA SAHİP ÇIKILMALIDIR
** KONAKLAMALI TURİZMİN GELİŞTİRİLMESİ:
* ESKİ KONAK VE KÖŞKLERİN İÇİNDE YAŞAYANLARLA BİRLİKTE TURİZME AÇILMASI- YATAK OLARAK DA EVENTLERE EV SAHİPLİĞİ OLARAK DA ADALARDA YAŞAYAN ÜNLÜLER ADINA KURULACAK YEME İÇME- KAFE GİBİ ÜNİTELERLE DE ( REŞAT NURİ EVİ, YAHYA KEMAL MEHTABİYESİ KAHVESİ GİBİ) ÖZELLİKLE TEMATİK TURİZM TÜRLERİNDE NE YAPMALIYA BAKMALI
* HER ADADA 1 VEYA 2 BÜYÜK SAYIDA YATAĞI BARINDIRAN, DOĞAYI ZEDELEMEDEN, İMAR BÜYÜMELERİNE YOL AÇMADAN YAPILACAK YENİ TESİSLERDE TOPLANTI –KONGRE TURİZMİ GELİŞTİRİLEBİLİR; ???
YÜKSEK OKSİJENLİ, SESSİZ ORTAMDAKİ ADALARIMIZDA SAĞLIK, SPA,WELNESS TURİZMİNDE SERVİS VERECEK TESİSLER YAPILABİLİR.
* Adalarda marina tartışmasının başlaması *HER ADADA VAROLAN SU SPORLARI KLÜPLERİ DE BU TİP YENİ TURİZM TÜRLERİNİ GELİŞTİREREK ÜYE SAYISINI ARTIRABİLİRLER.AYRICA BAZI ETKİNLİKLERLE 3 AYLIK YAZ SEZONUNU UZATABİLİR; İLKBAHAR VE SONBNAHARDA EN AZINDAN AKTİF OLABİLİRLER.
** BÜTÜN BUNLAR İÇİN 1 MASTER PLAN HAZIRLANMALI. ADALILARIN – İŞLETMECİLERİN BELEDİYE VE KAYMAKAMLIĞIN İÇİNDE YER ALDIĞI BİR BERABERLİK UZMANLARDAN DESTEK ALARAK BİRLİKTE ÇALIŞMALI VE KOORDİNE EDİCİ ROL OYNAMALI .. Ön plan hazırlayacak bir çalışma grubu (kimlerle ne çalışmalar yapacak)
Kültürel ve Tarihi Miras: Deniz Koç’un sunumu
Av. KEMAL KİL’in, Tarihi Kültürel Dokuya ve SİT Alanlarına yapılan müdahaleye ait plan notlarına koruma amaçlı olarak itirazı???
______________________________
Prens Adaları fena kaynıyor!
Büyükada’daki araç sayısı?
______________________________
Burgazada’dan…
Eski hayvanat bahçesinin, erik, muşmula, kavak ağaçları, böğürtlenler, papatyalar, sarmaşık gülleri ve daha bir dolu otlarla bezeli, tavuk ve güvercin kümeslerinin de bulunduğu, gelip geçenin “köy yolumuz” dediği bir bölümünü, dozerlerle, üç gün uğraşarak dümdüz ettiler. Bu nasıl bir yeşil nefretidir, anlayamadık. Şimdi burası kocaman, kıpkırmızı bir kusmuk gibi yola doğru akıyor. İnsanların barındığı, ekmek teknesinin bulunduğu, Ada’da marina hizmetlerinin verildiği en az elli yıllık, modernize edilmiş barakalar ile balıkçı kooperatifinin güvenlikli çekek yerinin duvarını, Adalılar olarak direnmemize rağmen, usulsüz yıktıktan sonra, koca dozer homurdana homurdana, sahile —6 numara plajına—yöneldi. İnanılmaz bir manzaraya tanıklık ettik: üstü ot bürümüş, zakkum ağaçları dikilmiş, hiçkimseye, hiçbir şeye ilişken olmayacak yarım metre genişliğinde, bir karış yüksekliğindeki tretuvarlar söküldü! Yıkıma gelen dört Ada karakolunun desteklediği, dört Ada zabıtasının oluşturduğu kalabalık, muzaffer bir edayla dimdik duruyordu karşımızda, alkışladık!…
―Sait Faik heykelini kaldırıyoruz…
Sahasız kaldık!
ADALARDA TECAVÜZ!
From: MEHMET GÖZGÜCÜ
Subject: Fw: AYA YORGI YONETICILERINE VE BIANET’E ACIK MEKTUP..
Date: April 28, 2012 11:09:34 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
AYA YORGİ YÖNETİCİLERİNE VE BİANET’E AÇIK MEKTUP…
Başkanı olduğunuzu internetten öğrendiğim Bianet’te yayımlanmış olan Aya Yorgi Yollarında başlıklı alttaki yazıyı okudum. Aynı dertten şikâyetçi bir kişi olarak Aya Yorgi Kilisesi yöneticilerine yazmış olduğum mektubu sizinle de paylaşmak istedim. Bu mektubu, Agos gazetesi yöneticileriyle de paylaşmanızı dilerim.
Saygılarımla,
Lâle Gürman
Sayın yetkililer,
Dün davetli olarak Büyükada’ya gittim, evde ağırlandıktan sonra davet sahipleri beni Aya Yorgi Kilisesi’nin bulunduğu şahane mekâna çıkardılar. Her şey çok güzeldi. Fakat faytonlardan inip yukarı doğru yürüyüşe geçtiğimizde yollara atılmış kâğıtlar, pet şişeleri, vb, ayrıca ağaçlara bağlanmış çaputlar, bezler, iplikler gördüm! Oysa etrafa oldukça sık, uyarıcı yazılar yazılmıştı Aya Yorgi yönetimi tarafından, fakat aldırış eden pek yoktu. Yanımdaki dostlarla ortak akıl çerçevesinde durumu irdelediğimizde çok çabuk belirginleşen neden şuydu: Uyarı yazıları Türkçe yazılmıştı, Türkçe bilen bunları okuyor, anlıyor, uyguluyordu fakat Türkçe bilmeyen yabancılar anlamadıkları için bu görüntüler ortaya çıkıyordu! Sizlerden ricam; Türkçe uyarıların yanında özellikle Yunanca, İngilizce, Fransızca ve Almanca olarak da bu uyarıları yazmanız.
Teşekkür ve saygılarla,
_____________________________
From: ALP AKER
Subject: bir nostaljik fotoğrafın yansımaları
Date: April 30, 2012 2:04:07 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Bir nostaljik fotoğrafın yansımaları…
Ve perde kapandı
Behçet Necatigil, “Ne varsa parantezin içindeki, doğum ve ölüm yılının arasındaki çizgide” der ya; Cüneyt Türel’in çizgisinde tiyatro vardı. İstanbul, Burgazada, leziz bir Türkçe, zarif bir edayla taşıdığı derin bir birikim vardı. Tiyatroya İstanbul Erkek Lisesi’nde okurken sevdalandı. İlk adım attığı sahne, 16 yaşındayken Yeşil Sahne oldu. Sonra da Gençlik Tiyatrosu… Arkasından sosyoloji okuduğu İstanbul Üniversitesi’nin Türk Talebe Birliği Gençlik Tiyatrosu geldi. İlk profesyonel sahnesi Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’ydu, ikinci durak ise Lale Oraloğlu Tiyatrosu. 1965 yılında “Benim yerim ticari tiyatro değil” kararını verdi ve Muhsin Ertuğrul’un kapısını çaldı. 1996’da Mimesis dergisine verdiği söyleşide “O dönem İstanbul Şehir Tiyatrosu kronik derdi olan belediyeyle sürtüşme halindeydi” demişti. 1965 yılını, 2012’de de geçerli olan bir cümleyle tarif ettiğini o gün bilemezdi.
HEYBELİADALI Prof. Dr. NEOKLIS SARRIS’i ANMA TÖRENİ
Atina’daki Heybeliadalılar Derneği, 7 Nisan 2012 Cumartesi günü Atina’da Adalar Belediyesi’yle kardeş olan Paleo Faliro semtinin merasim salonunda, Kasım ayında vefat eden [ADALAR POSTASI-2622/5(20.11.2011] Heybeliadalı Prof. Dr. Neoklis Sarris için bir anma töreni düzenledi. Bu törende başta Paleo Faliro Belediye Başkanı Dionisos Hacidaki’den başka Atina Üniversitesi’nden meslektaşları profesörler ve öğrencileri yanı sıra çocukluğundan beri yaşadığı Heybeliada’dan komşu ve arkadaşları yer aldı. Törenin başlangıcında Prof. N. Saris’in hayatından fotoğraflar yanı sıra televizyon vesair konuşmalarından derlenen bir film gösterildi. Ünlü Yunan artist Katerina Helmi, Prof. N. Sarris’in 1980’de İstanbul’da geldiğinde kaleme aldıkları da dahil olmak üzere anılarını okudu. Filim gösteriminin ardından Heybeliada Derneği başkanı Periklis Pashalidis, evvelce İstanbul’da yayımlanan Rum gazetesi Embros’un sahibi Aleko Papadopulo, Atina Üniversitesi Profesör ve aka demisyenlerinden Lavrentis Delasudas, Konstantin Despotopulos, Konstantin Svolopulos, Vasil Filias, Hari Meletiadis ve İstanbl’dan gelen arkadaşı Adnan Ekşigil, Prof. Neoklis Saris’in hayatına dair konuşmalar yaptılar. Konuşmaların ardından sahnede 4 kişilik bir grubun Anadolu’dan ezgileri içeren müzik dinletisi yer aldı. Prof. N. Saris’in öğrencilerinden Anastasia Kada hocasından aldığı eğitime dair bir konuşma yaptı. Son olarak Prof. N. Saris’in eşi Flora Saris, törene katılanları selamlayıp kısa bir konuşmayla teşekkürlerini ifade etti.
Atina’dan Statis Arvanitis
Yeşil çekirgenin aromatik bitki bahçesi
Önceki hafta sonunda, güneşli bir günde, Kadıyoran Yokuşu’ndan başlayıp, bu güzergâhı yürüdüm. Yaklaşık 30 yıldır hafta sonlarında geçtiğim bu rotada ilk kez makro objektifle çiçek fotoğrafı çekmeyi denedim. Yan yana duran bir laden ve kızılcık çiçeğinin fotoğrafını çekerken rastladım fosforlu yeşil renkte, siyah benekli çekirgeye. Hepi topu 2 santimetreydi boyu. İstanbul’un gürültüsünden uzakta, akşam güneşinde, çiçeğin içinde, Marmara’nın güzelim mavisine karşı keyif yapıyordu. Çok imrendim… Siz olsanız imrenmez miydiniz miydiniz?
“007 James Bond” serisinin yeni filmi “Skyfall” için İstanbul’a gelen Daniel Craig, önceki gün oyuncu eşi Rachel Weisz’le birlikte ada turuna çıktı. Büyükada ve Burgazada’yı gezen çifte iki koruma da eşlik etti.
Ada turunda deniz taksiyi kullanan Daniel Craig ve Rachel Weisz, Burgazada’da balık keyfi yaptı. Burgazada Sahil Balık Restoran’a giden ikili, tezgâhtan seçtikleri balıkları istedikleri gibi pişirtti. Yemeğin ardından faytoncularla konuşan Craig ve Weisz, faytona binmekten vazgeçip el ele çarşı pazar dolaştı.
1 MAYIS İŞÇİNİN VE EMEKÇİNİN BAYRAMI KUTLU OLSUN…
Sancaktepede örnek çevre gezisi
Sancaktepe Sarıgazi Ticaret Meslek Lisesi öğrencileri ve öğretmenleri düzenledikleri çevre gezisiyle örnek gösterilecek farkındalık oluşturdular.
Her geçen gün hızla değişen ve büyüyen Sancaktepe’de öğrenciler ve öğretmenlerde güzel ve başarılı çalışmalara imza atıyorlar. İşte bunlardan birini Sarıgazi Ticaret Meslek Lisesi öğrencileri başta okul müdürü Ayşe Yaprak olduğu halde, öğretmen ve 100 öğrenciyle birlikte Büyükada’da çevre gezisi düzenlediler, hem de Yenilebilir Bitki ve Ekolojik Denge konularında bilgi aldılar. İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü Kanlıca İşletmesi, Adalar Orman İşletme Şefliği ile Sarıgazi Ticaret Meslek Lisesi Müdürlüğü ile yapılan protokol doğrultusunda 100 öğrenci ve beraberlerinde öğretmenlerine Orman İşletme Şefliği idari binasında Adalar ekolojisi ve yapılan ekolojik denge çalışmaları hakkında bilgiler verildi.
Öğrenci grup daha sonra Herbarium’a geçerek bitki sistematiği ve Adalar florası hakkında görsel anlamda bilgilendirildiler burada ayrıca bitki örneklerinin nasıl kurutulduğu ve muhafaza edildiğini de öğrenmiş oldular.
Gruplara ayrılan öğrencilere birer bitki örneği verilerek arazide yapılacak eğitim için yürüyüşe geçildi. Arazi eğitimi Eski Rum Yetimhanesi çevresindeki kızılçam ormanında yapıldı. Burada kendilerine verilen Herbarium’da kurutulmuş bitki örneklerinin birebir aynısını arazide gören liseli gençlerin sevinç ve heyecanları görülmeye değerdi. Öğrencilere laboratuvarda üretilen Gladyatör böcekler verildi. Gladyatörler ve Çamkeseböcekleri hakkındaki kısa bilgilendirmenin ardından Gladyatör böceklerini çevredeki hazırlanmış ocaklara bırakılarak ekolojik dengeye katkı sağlanmış oldu. Öğle yemeğinin ardından Birlik Meydanı’nda toplanan çocuklara, ormanda yenilebilir bitki türleri, Adalar florasındaki önemli ağaç türleri Kızılçam, Sedir, Sakız ve Akçakesme gösterildi. Bu türlerin sanayi ve farmakolojide nasıl faydalanıldığı hakkında da bilgiler verildi.
Sarıgazi Ticaret Meslek Lisesi öğretmen ve öğrencileri gördükleri karşısında hayrete düştüklerini bu ziyaretle orman teşkilatını daha iyi tanıdıklarını belirterek, Adalar Orman İşletme Şefliği personeline ilgi ve alakalarından dolayı teşekkür ettiler. Çekilen hatıra fotoğraflarının ardından ziyaret sona erdi
Yıkılalım ki ‘dönüşüm’üz sağlam olsun
Ada ahalisi için yazılmış olabilir!…
http://birgunsonra.blogspot.com/2012/05/dilek-agac.html
Heybeliada’daki dilek ağacına
Hıdırellez nedeniyle bağlanan birkaç kâğıt ve çaputta yazanlar. Favorim 3. fotoğraf kesinlikle. İlk foto bize gelmez, ikincisi zaten olmaz —Hepimiz Tuborg’uz—, 4’le 5 de beni ilgilendirmez.
Herkesin anlatacak bir öyküsü vardır
Nino Varon ile Büyükada’ya ve geçmişe yolculuk
SON DAKİKA!!!!!!
Çöpten heykellerle, adalardaki piknik çöplerine dikkat çekiliyor.
http://pic.twitter.com/PvWTSNCJ
Twitter, 6.5.2012 22:01
Yeşil Türkiye
@yesilturkiye34
23 Haziran’da ADALAR’da EKOTUR’a davet ediyoruz!
detaylı bilgi için http://www.ytodistanbul.com‘u ziyaret edebilirsiniz.
Twitter, 6.5.2012 23:27
Damla
@hakikimameshiba
Photo: Sağ alttaki kedinin içine şeytan kaçmış. 7.4.12 Büyükada.
Canon Eos 450D, Canon Ef-s 18-55mm f3.5-5.6…
http://tmblr.co/ZdcjJyK-QXbs
Bu sefer de Yüzler Defteri’nin karman çorman sayfalarında dolanmaya zaman yetmedi! Bir dahaki sefere… Bu köşede yer almasını arzu ettiklerinizi doğrudan yollayabilirsiniz ADALAR POSTASI’na adalar.postasi@gmail.com
Yorum bırakın